08 Temmuz 2007

Erol Taş


Dünya sinema tarihinde “dilendirici” rolünü oynayan kaç adam vardır bilmem ama dilendirici dendiğinde benim aklıma gelen tek adamdır Erol Taş.. 28 şubat 1928 gibi simetrik bir tarihte dünyaya gelen ve oynadığı rollerin aksine aslında melek gibi olan, Yeşilçam^da herkese çay-kahve ısmarlayan baba gibi adamdır Erol Taş..

Babasız büyümenin de etkisiyle babacan bir tavra sahip, daha küçük yaşlarda büyük yükler altına giren bir adam.. Sinemaya girişi de çalıştığı fabrikanın önünde çekilen filmin setine dadanan serserileri devirmesiyle olmuş, daha sonra filmi çeken Lütfi Akad “gelsin kavga sahnesinde oynasın” demiş ve Erol 200^ün üzerinde filme imza atacağı Yeşilçam^a bu şekilde girmiş..

Zamanında Türkiye ikinciliği falan kazanan boksörken bir anda kavganın oyun olduğu sinemaya girmesiyle hayatı da değişmiş, bıyığından, boyundan posundan “kötü adamım ben” diye bağıran baba nerde “dilendiricilik, alkolik üvey baba, mafya babası sağ kolu” gibi roller var hepsine uygun görülmüş..

O zamanlar sinemamızda kötü rollerde oynayan insanlar sokakta yaptıkları yüzünden dayak yerken kimse Erol babaya ilişememiş, ne kadar kötü olursa olsun hep bir saygı vesevgi ile yaklaşılmış kendisine.. İki yaşında kaybettiği babasının yerine 10 yaşından beri babalık yapan Erol Taş, tartışmasız biçimde Yeşilçam^ın gördüğü en iyi “kötü adamdır”..

“Acı günler” ile sinemaya giren babanın en sevdiğim rolüyse Sezercik Yavrum Benim filminde oynadığı Üvey baba rolüdür, bu filmde aşmış bir kötü adam performansıyla veremli Hülya Koçyiğit^i eve kapatan, sezaryenciği de dilendirten! Erol baba, sonunda tokadı yemesine rağmen oscarlık bir performans sergilemiştir..

Maalesef 8 kasım 1998 gibi yine net bir tarihte kendisini Samatya Ssk hastanesinde kaybetmiş bulunmaktayız, özlüyoruz..